Ak Parti'nin 15. kuruluş yıldönümü için genel merkez ön
bahçesinde toplananlar arasında kimler yoktu ki?
Başbakan Yıldırım, bir önceki Cumhurbaşkanı Gül, bir önceki
Başbakan Davutoğlu, hemen bütün eski yeni bakanlar, vekiller,
yetkililer, gazetelerin televizyonların Ankara temsilcileri ve
tabii ki partiye gönül veren millet…
Cumhurbaşkanı Erdoğan da canlı olarak görüntülü bağlantı yaptı ve
kısa, kritik, anlamlı bir konuşmayla katıldı partinin kuruluş
yıldönümüne.
Kuruluşta en büyük emeği olan kişi olarak her zaman söyleyecekleri
çok önemli ama tabii ki artık tarihe geçmiş bir 15 Temmuz gerçeği
bu eşikten sonra söylediklerini hem değiştirdi hem daha önemli hale
getirdi.
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde “Artık tüm Türk milletine
hizmet etme mecburiyetimiz var. Bu millet varsa, biz varız. Bu ülke
varsa, biz varız. Bu devlet varsa biz varız. Bu bayrak varsa biz
varız. Bu ezanlar varsa biz varız. 15 Temmuz'da hepsine birden
saldırdılar. Meclis'e, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, polisimize,
askerimize, insanlara saldırdılar. Tüm bunlara şahit olduktan sonra
artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta ben davranamam.
İktidar partisi olarak AK Parti böyle davranamaz. Muhalefet
partilerinin de aynı anlayışta olduğuna inanıyorum. Medyanın,
meslek örgütlerinin, tüm grupların da aynı anlayışta olduğunu ümit
ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı'nın bu cümlelerinin ilk anlamı tabii ki Fettullahçı
Terör Örgütü'ne yönelik olarak anlaşılmalı.
15 Temmuz sonrası onlardan olmayan hiç kimse, hangi ideoloji,
inançtan olursa olsun FETÖ'ye karşı en ufak bir sempati besleyemez,
ne olduklarına dair hiçbir şüpheyi kalbinde barındıramaz.
Ve bütün bu sözlerin ikinci ve ilki kadar güçlü bir anlamı daha
var;
Bundan sonra gündelik siyasete, iç siyasetteki bilinen
tartışmalara, ayrışmalara karşı ilke ve durulan yerde değilse de
tutumda bir değişiklikten söz ediyor olmalı.
Çünkü zaten FETÖ ile ilgili Cumhurbaşkanının tutumu, söylemi,
icraatı 15 Temmuz'dan sonra değişmiş değil. O, kesin olarak 17/25
Aralık'tan bu yana terör örgütü olduklarını anlatıyordu ve
saklanacak bir şey değil artık, belli ki çok az kimse kulak
asmıştı.