Anabasis/Onbinlerin Dönüşü, okumadıysanız tavsiye ederim, çok
iyi kitaptır.
Dönemin en önemli güçlerinin kendi iç savaşında yenilmiş ve
memleketine dönmeye çalışan bir büyük askerî birlikle beraber gezen
tarihçinin gözünden kaleminden sıcağı sıcağına olayları izlemek az
şey değil. Helen tarihçi Ksenophon'un hem de ta Milattan Önce
400'lerde kaleme aldığı ve hemen tamamı Anadolu'da geçen eserde
ilginizi çekecek çok şey bulursunuz ama benim belki daha önce de
bahsetmişimdir, asıl dikkatimi çeken tüccarların durumuydu.
İmparatorlukların birbirine meydan okuduğu koca orduların gücünün
yetmediği tek meslek gurubu tüccarlardı. Ordularla beraber geziyor
ve onlara kimse dokunamıyordu. Parası biten bir ordu o tüccarlardan
bir şey alamıyordu. Mallarına el koyamıyordu. Çünkü tüccarlar her
savaşın ordu kadar ve belli ki ordular perişan olup yok edilme
tehdidiyle sık sık karşı karşıya kalsa bile daha değerli olan
biricik parçasıydı.
Tüccar olmazsa ordu lojistik desteğini kaybediyordu.
Velhasıl savaş dediğimiz şey bundan 25 asır önce de para mal
demekti.
Bugün değişti mi?