Kuzey Denizi Filosu'ndan uçak gemisi Kuznetsov'u beraberinde 7 savaş gemisiyle beraber Suriye açıklarına gönderiyormuş Rusya.
İnsan bu haberi görünce “az olmuş” diyesi geliyor, “bi elli altmış bin de paraşütle indirseydi bari!..”
Çin'in de yine bir uçak gemisini Akdeniz'in doğusuna gönderdiği haberleri çıkmıştı hatırlarsınız.
Arada sırada hemen altımızdaki bu tuzlu sularda “ne ararsan var” diyen haritalar grafikler yayınlanıyor, onları da görmüşsünüzdür.
Balıklar ne kadar şaşkın kim bilir şu sıralar? Barbunyalar, orfozlar zaten oksijeni fazla olsa da besleyici elementi az bu derin sularda denizaltılara alışmış mıdır çoktan?
Bilinenlerden çok daha hızlı ve siber güvenlik için kuantum teorisini kullanarak kırılması aşırı zor şifrelemeyle haberleşme sağlasın diye Micius isimli uyduyu yollayan Çin bu işte Avusturya ile ortaklık yapmış. Maliyeti ne mi? 100 milyar dolar…
Aynı Çin'in uydudan yerçekimi nedeniyle yaydıkları dalgaları tespit nükleer denizaltıları bulma üzerine bir çalışma yaptığı da yine twitterda okuduğum cümlelerden.
Kuantumla kriptolama veya yerçekimiyle oluşan dalgayı yakalama nasıl anladığım şeyler değilse bunların her biri için meselâ yüz milyar dolar harcanması da çok aklımın erdiği bir şey değil.
Ama hepsi gerçek.
Çin bunları yapıyor veya Ruslar uçak gemisini yolluyor diye karşı tarafta olanların ellerinin armut topladığını düşünmüyoruz elbet; herkes bu alanlar ve daha nicesinde akıl almaz yollar icatlar bilimsel keşifler ve yine o ölçekte paralar harcıyor.
O zaman dünyanın sayılı vurucu güçlerinden bir gemiye SSCB döneminin donanma komutanı Nikolay'ın adını ya da ünlü mantık felsefecinizin adını veriyorsunuz yeni nesil uydunuza.
Amerikan Alman İngiliz Fransız Japon markaları, silahları, buluşları için yapılan adlandırmalardan da hep benzerlerinin çıkacağını uzmanları biliyor zaten.