Yükseldikçe detaylar kaybolur.
Daha yukarı çıkınca sınırları daha net görürsünüz.
Ne kadar uzaklaşırsanız o kadar genel bir resme sahip
olursunuz.
Tarihte de geçerli bu.
Meselemiz Musul mu?
Geriye gidelim biraz; Irak'ın parçası bir vilayet.
Daha geriye gidelim, Osmanlı'nın eyaleti.
Yaklaşıp düne bakalım tekrar; Fiilen parçalı haldeki işgal sonrası
Irak'ının Kürt, Türk ve Arap yoğunluklu güzelim bir şehri.
Arapça kavuşmak, ulaşmak anlamındaki vasl kökünden türetilen Mevsil
isminden geliyor bugünkü söylenişi.
Mesvil de “kavşak” demekmiş.
Şimdi gerçekten bir kavşaktayız; anlamı kavşak olan Musul'da.
Sadece biz değil herkes bu kavşakta; Musullular yani Araplar,
Kürtler, Türkmenler, yerel Hıristiyan azınlık, Sünni Şii her
mezhep, uçak ve bomba gürültüleriyle başta ABD ve Fransa, tabii ki
İran, hemen oracıkta Rusya, sessiz sedasız İngiltere, İsrail, hem
var hem yok Almanya ile diğer Batı ülkeleri, seyirci Çin'den
Japonya'ya bütün Pasifik Uzakdoğu, Suudi Arabistan başta kalan
bütün Ortadoğu, petrol, doğalgaz, faiz, borsa, doları peşpeşe
savururken hiçbirini düşürmeyen dünyanın en maharetli jonglörleri
herkes orada.