Suruç'ta patlayan bombayı PKK'nın bir başçavuş iki polisi şehit
etmesi çok sayıda saldırıda bulunması ve nihayet tekrar Işid'in bir
astsubayı şehit etmesi izledi.
Neredeyse sadece kırk sekiz saate sığan bu kargaşa ve tedirginlik
bir sabah henüz gün ağarmamışken haberdar olduğumuz savaş
uçaklarının bombardımanıyla başka bir boyuta evrildi.
İlk gün Işid mevzileri bombalandı ertesi gece bu sefer onunla
birlikte PKK'nın beş ayrı kampı.
Yazıyı yazdığımız saatlerde dört uçakla yeniden PKK kamplarının
vurulduğu haberi düşüyordu.
Şu ana kadar yapılan açıklamalara bakılırsa bu durum biraz daha
sürecek.
Bu kadar bomba sesi arasında ne olup bittiğini tam olarak anlamak
için biraz daha zamana ihtiyacımız var ama Ankara'dan görünenleri
kısa kısa aktaralım ki yakın gelecekte yaşanacakları da yorumlama
şansımız olsun.
Öncelikle Suruç'taki katliam Türkiye'yi Işid'le fiili sıcak
mücadele etmek zorunda bıraktı. Beklenen bir gelişme değildi. Çok
sayıda akıl yürütme veya art niyete rağmen Ankara'nın hiç
beklemediği bir saldırıydı.