Benim gibi matematiği kötü bir öğrencinin bile lise 2’de rahatlıkla çözebildiği çok bilinmeyenli denklem, şimdi önümüzdeki “çok bilinenli denklem”den inanın yüzlerce kat basitti. Hâlâ da daha basit.
İnanmıyorsanız bakalım;
Suriye’de karşı olduğumuz bir Şam yönetimi var ve iktidarını yedi yılın sonunda büyük oranda korumayı başardı. Ama ülkede fiilî bir parçalanmışlık sürüyor. Bizi en çok ilgilendiren de kuzeyde Fırat’ın doğusunda blok olarak, batısında sınırlı küçük bir alanda PYD hakimiyeti. Suriye’de Baas iktidarının sürmesi, Rus ve İran etkisiyle PYD varlığı üç ayrı “bilinen” ediyor.
Irak’ta merkezî yönetimi de Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık ilânını askerî müdahalede bulunarak bastırdı. Şimdi orada da “Acaba bu gelişme PKK’ya bir alan açar mı?” şüphesiyle Tahran etkisinin kesin olarak artışı yeni “bilinenler”imiz.
Ortadoğu’nun onca bilinenine şimdi yenisi eklendi; Suudi Arabistan’daki taht kavgasının an itibariyle kazananı yeni Veliaht Prens ve işbirliği yaptığı birkaç kritik kişi daha. Bu “elde var bir bilinen” meseleyi basitleştirmiyor ama. Çünkü kendisinin sadece Trump yönetiminin değil aynı zamanda Amerikan sisteminin de onayını aldığı başka bir “bilinen”. Tel Aviv desteğinden kimse kuşku duymuyor. Taht kavgasının şimdilik kazananı görünen ekibin Türkiye’ye sıcak baktığını hiç sanmıyoruz. Bu başka bir “bilinen”. Ama en önemli “bilinen”, yeni Suud iktidarının İran’a neredeyse düşman olduğu, düşmanlığın pratik karşılıklarının olabileceği ve bunun için Lübnan, Yemen hemen peşinden Irak ve Suriye’de Şiiliğin karşısına dikilmeye çalışma ihtimalinin güçlü olması.
Yatışmış gibi duran Katar krizini tetikleyeceklerine dair emareler de gittikçe artıyor.