Yaşananlar sakin kafayla düşünürseniz çok açık.
Ya da bundan 20 yıl sonra değerlendirince yine berrak bir şekilde
yorumlanabilecek.
Ama yaşananlara ve yorumlara açıklamalara basındaki tutuma bakınca
bugün bir şekilde kafaları karıştırmanın mümkün olduğu
görülüyor.
1984 yılındaki Eruh saldırısı hakkında şüphesi olan yok. Ya da
93'te 33 silahsız erin katledilmesine dair farklı görüşler yok.
Dağlıca, Çukurca karakol baskınları gibi taze örneklerde de
herkesin yönü aynı.
Ne oldu da şimdi PKK terör örgütü olmaktan çıktı?
Haysiyetsiz pusu yöntemleriyle onlarca insanı şehit etmesi bir
kalemde geride bırakılıp tartışma dışına çıkıyor?
Ailesinin yanında binbaşı, kızının yanında polis öldürmenin bile
bırakın vahşet hissi vermesini hatıralarda yer tutması mümkün
olmuyor.
Önce PKK tarihi, amacı, kanlı eylemleri, hedeflerine dair tarihi
bilgiler siliniyor şimdi gözümüzün önünde yeniden hızla hortlamış
haline başka bir hava, sebep verilmeye çalışılıyor.
Dağlıca saldırılarından sonra Kandil'in Öcalan ve HDP'yi işlevsiz
hale getirip sildiğini yazmıştım. Bunu kırmanın yolunu bulmasını
beklemek mucize beklemekti ve HDP bunu gerçekleştiremedi.
Şimdi bu konuda tek merak ettiğim içinde sol, sosyal demokrat,
çevreci, İslâmcı da olan onca HDP'li vekilin arasından itiraz eden
çıkıp çıkmayacağı.
Biz beklemeye devam ederken HDP artık Kandil'in kendisini soktuğu
yolda koşmaya bile başladı; Cizre'ye girmek için Genel Başkan ve
aralarında bakanın da bulunduğu heyeti yollara düştü.
Cizre bu saatten sonra sadece fiili olarak örgütün cephane dolu bir
kalesi olmanın ötesinde simgesel değer de taşıyor.