Hayat hiç tam siyah ya da tam beyaz olmuyor.
Yaşıyorsan siyahlarla beyazlar her tondan grilerle iç içe işte.
Terörle mücadele sırasında her ölen insan her şehit her kayıp ne kadar siyahlaştırıyorsa kurtarılanlar, kurtulanlar bir o kadar beyazlaştırıyor hayatı.
Terör sürdükçe ve gün be gün devam ettikçe ne kadar ağır bir griye boyuyorsa ruhumuzu cürmünün dışına çıkamayıp olduğu yerde yanıp kül olması o kadar açıyor o karanlığı.
HDP'nin sürmekte olan silahlı intiharlara siyaseten katılma isteğiyle yaptığı çağrı önceki gün Diyarbakır gibi muhayyel başkent varsaydıkları şehirde duvara çarpıp geri döndü.
Günü ışıtan, tedirginlikleri dağıtan bir şey yaptı Diyarbakır halkı; silahın, saldırının, terörün yanında olmadığını gösterdi. Seçimlerde verdiği desteğin onda birini vermedi HDP'ye.
Bölge halkının tutacağı taraf aslında bütün olup bitenlerin nihaî sonucunu belirleyecek en kritik şeydi ve bölge halkı yani bizzat Kürtler PKK'ya ve onunla temastaki partiye karşı çıktı.
Bundan daha sevindirici bir haber olamazdı, HDP'ye bunu hepimizi gösteren büyük mağlubiyeti için ne kadar teşekkür etsek az.
Türklerle Kürtler arasında duvar kurmaya çalışanlara atılan bu tokat için ne kadar teşekkür etsek az.