Anadolu'dan bahsediyorum.
Her ağacın bitkinin meşrebin mezhebin anlayışın olduğu bir
topraktan. O yüzden yüzlerce yıldır her yönden gelenlere vatan
olmuştur. Hâlâ da oluyor hatta.
Balkan göçleri meselâ… yüz yıldan daha fazladır sürer.
Kafkas göçleri ya da… onların da yüz yıldan fazla geçmişleri
var.
Kolay kolay duygularını belli etmeyen Akif'in gözünden iki damla
yaşın sessizce süzüldüğüne dair tek şahitlik Balkan Savaşları'ndaki
ağır yenilginin haberinin geldiği güne dairdir. O yüzden evini
göçmenlere açar epey bir süre.
Akif demek yeterli değil mi okuyucu? İstiklâl Marşı yazarı şair-i
azamdan bahsedildiğini hemen anlıyorsunuz sadece Akif deyince
bile.
Balkan kökenli Akif.
Ana tarafından da Kafkas olan Akif…
Yapılan analizlerde hatta o yüksek şiirin sebebi olarak hem Balkan
hem Kafkas köklerinin kendisine kattığı her şeyin bu topraklarda
yoğrulmasının etkisinden bahsedilen Mehmet Akif…
Velhasıl, bu topraklardan neyi eksiltseniz bir şey gerçekten
eksilir. Şaka değil.
Balkan-Kafkas meselesine bodoslama mı daldınız, sonu İstiklâl
Marşınızın yokluğuna kadar gider artık…
Bir bakarsınız en eski ve en değerli sözlüğünüz Kutadgu Bilig buhar
olmuş…
Anadolu'yu koca bir elek haline getirirseniz geriye sizin gibi
düşünen üç beş kişi ve hepi topu ne birikiminiz varsa bu mantıkla o
kalır geriye sadece.
O yüzden Anadolu bir elek değil, bir saksıdır.
Bu sırada Trumpizm kanatlarını açmış şimdilik Amerika kıtasında
göğü karartmaktaymış… önümüzdeki çeyrek yüzyılın Müslümanlar için
ne kadar zorlu geçeceğini ispatlamak istiyormuş… kimbilir daha
neler neler yapacakmış… bunlara bakmaya vaktimiz kalsın istiyoruz
kendi saçma tartışmalarımız arasında.