Son yılların en popüler, Türkçeye çevirirsek “Taht Kavgası” diyebileceğimiz televizyon dizisinin adını yazının başlığı yapmamın sebebi basit; canlı olarak bir taht kavgası izliyoruz çünkü.
Nerede? Suudi Arabistan’da.
Biz sosyal medyada Aykut kocaman istifa mı etti diye tartışıp dururken Yemen’den atıldığı iddia edilen bir füze Riyad’a düşüp gözleri Suudi Arabistan’a çevirmişti. İlk haber Milli Savunma Bakanı’nın değiştiğiydi. Sonra Ekonomi Bakanı gitti diye düştü haber. Gece yarısına doğru onlarca prens, onlarca işadamı ve dört bakanın tutuklandığı, malvarlıklarının dondurulduğu haberi patladı. Başkente düşen füze pek bir şey yapmamıştı ama patlayan Veliaht Prens Muhammed bin Selman bombası şu an itibariyle ülkeyi ve bölgeyi hâlâ sallamaya devam ediyor.
Şimdi yaşananlar kısa süre önce veliaht prensin değişmesiyle başlayan bir sürecin devamı şüphesiz. Ama iki önceki veliaht prensin helikopter kazasında ölmesi; teyit edilmemiş haberlere göre 2005’te hayatını kaybeden Kral’ın oğlu, bir başka güçlü prens olan Muhammed bin Fahd’ın da çatışmayla öldürüldüğü gibi bilgiler üst üste gelince taht kavgasının aşırı sert ve hatta kanlı başladığını, bundan sonra da daha da sertleşeceğini gösteriyor.
Yeni Şafak’ta bölge meselelerine vakıf Zekeriya Kurşun hocanın yazdığı yazı iç hesaplaşmanın bizde fazla bilinmeyen ekonomik boyutuna değiniyor.
Serbestiyet’te aylar önce Murat Çelik genel bir analiz yaparken aslında neredeyse bugün yaşanacaklara dair çok sayıda tereddüde de işaret etmiş. Tıpkı Takvim’de Tayfun Er’in ta Ocak ayında ilk değişime dair yazısı ve dünkü kısa analizi gibi.