MİT'in böyle bir geleneği oluşmaya başlamış, kuruluş
yıldönümünde beş yılda bir geniş bir gazeteci topluluğunu
Müsteşarlıkta konuk ediyormuş meğer.
Biz de davet edilince sorup soruşturunca öğrenmiştik.
Öyle çok özel, gizli bir şey değildi. Geniş salonda Müsteşar,
yardımcıları, basın danışmanı, protokol vesaire ile İstanbul ve
Ankara'dan epey gazeteci ayaküstü sohbet edip sonra
dağılmıştık.
Gerekirse önemli bazı başlıkların konuşulabileceği bir gündem
olabilirdi belki ama o yıl, benim katıldığım ilk ve son
toplantıydı, yanılmıyorsam 2012 Ocak ayıydı. Belki Aralık 2011…
Salondaki müzede sergilenen kimi ilginç, dönemine ait bazı
cihazlar, bir iki silah aklımda kalmış camekanların arkasından. O
günü ilginç kılan bu davet ve resepsiyon değil sonrasında
yaşananlardı.
Müsteşarlıktan ayrılırken gazeteci arkadaşlardan biri telefon edip
'İstanbul'dan gelen kalabalık bir grupla şu lokantada öğle yemeği
yiyeceğiz, sen de gel' dedi.
Aramızın uzun zamandır onun hatası nedeniyle hiç iyi olmadığı bir
yüksek bürokratın yanına oturttular, meğer amaçları biraz da bizi
barıştırmakmış. Neyse, daha fazla uzatmadık, yemek başladı biraz
sonra. Maada İstanbul'dan gelmiş üst düzey medya yöneticileri
Ankaralılara göre daha kalabalıktı. O günlerin aktüel kritik
tartışmalarından biri eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un
tutuklanması ihtimaliydi. Ben bunun çok yanlış bir şey olacağını,
kaçma veya delilleri yok etme ihtimali bulunmadığına göre tutuksuz
yargılanabileceğini söyledim. Masanın çoğu kararsızdı veya renk
vermiyordu. Aramızın uzun zamandır açık olduğu o bürokrat da benim
görüşümü destekliyordu.
Tam karşımızda oturan İstanbullu üst düzey medya yöneticisi ise
itiraz ediyordu ama kısa süren tartışmanın sonunda “Tohumuna para
mı verdik” gibi bir cümleyi sarf etti yine de.
Bu cümleyi masanın bu tarafında olanlar ancak duydu ama duyan
hepimiz çok şaşırmıştık çünkü çok katı çok kötü bir yorumdu.
Yemek yenildi dağıldık.
İlker Başbuğ kısa süre sonra tutuklandı.
Bunu bana hatırlatansa son günlerde okuduğum kimi yargılamalardaki
ifadeler, yakınmalar, iddialar…