İftar sohbetlerinin konusunun iki Müslüman ülkenin muhtemel savaşı, gerilimi olması çok akla gelecek şey değil ama şöyle düşününce peş peşe tam sekiz Ramazan’ı İran ve Irak’ın birbirini bombaladığı, yüzbinlerce gencinin cephelerde karşılıklı öldüğü bir dünyayı hatırlamak zor olmuyor.
Kağıt üzerinde itiraz ettiğimiz, ilk sorulduğunda “Olur mu canım hiç öyle” diye refleks halinde verdiğimiz yanıtların kısa sürede itirazlarımızı boşa çıkardığına kaç defa şahit olduk, yine oluruz, yine olacağız belli ki.
Yeni Şafak gazetesinin başkentteki iftarında da Ankaralı yazarlar gazete ve televizyon çalışanlarıyla buluşmuştu. Oruç açıldıktan hemen sonra çay (ve tabii ki içenler için sigara) molasına geçildiğinde de gündem ağırlıkla Katar kriziydi. Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, yazarlardan Yasin Aktay, Aydın Ünal, Erol Göka, Mehmet Acet ile Ankara Haber Müdürü Hüseyin Likoğlu ve TvNet Haber Müdürü Ahmet Albuz’la beraber ayaküstü ne olup bittiğini, ne olabileceğini konuşmaya çalıştık.
Özellikle Aktay’ın bu taze konu için söyleyeceklerini merak ediyorduk. Henüz gazetede bu konuda üst üste yazacağı o iki yazı çıkmamıştı ama genel çerçevede bize görüşlerini o akşam aktardı. Hepimiz yazarları olduğumuz için ne düşündüğümüzü yazdıklarımızdan biliyorsunuz zaten.
Nihayetinde ne süre yetti ne çay… bayramdan sonra da buluşmak için sözleştik.
Çünkü bu meselelerin bayramdan sonra da süreceği belliydi…