Eliot, Nisan için zalim diyor ama arada kalan aslında Mart
olmalı.
Her şeyi sınıflandırarak öğretmek zorunda olan eğitim sistemi onu
ilkbaların ilk ayı olarak selamlamayı öğretti hepimize. Yanıbaşına
hemen bir atasözünü kulp diye takarak; “…kapıdan baktırır, kazma
kürek yaktırır…”
Kıştan beter soğuğuyla ünlü ama bir yanıyla baharın müjdecisi.
Arada kalmışlığı kadar ilginç de bir ay zaten.
Bugünkü takvime kaynaklık eden Antik Roma'nın hesaplamasında o
dönem yılın ilk ayı olan Mart bir rivayete göre adını savaş tanrısı
Mars'tan aldı.
Çünkü kış bastırınca ara verilen savaşlar artık devam edebilirdi
çünkü artık havalar düzeliyordu.
İçine girdiğimiz ayla birlikte terörün azacağı bir döneme
gireceğimiz düşüncesi de aslında yine bir iklim, mevsim
meselesi.
Antik Roma'dan bugüne ne çok değişiyor ama işte insan ve doğa
arasındaki ilişki neredeyse aynı.
PKK'nın dağlarda olduğu veya önce dağlara sonra yerleşim yerlerine
doğru aktaracağı güçlerinin şimdikinden kat kat fazla olacağı
analizi bu ilişkiye dayandırılıyor. Yılların da tecrübesine tabii
ki.
Atlanan küçük ama önemli bir fark da aradan geçen bunca yıl sonra
denklemin bu tarafında yani genelde devlette özelde güvenlik
güçlerindeki deneyimin ne olduğu?