Her gün birkaç defa benzer açıklama geçiyor; “Teröristlerce
yerleştirilen el yapımı bombanın patlaması sonucu…”
Böyle yazılıp böyle okununca bir anlam ifade etmesi zor oluyor.
Sonra el yapımı denilen o bombalardan onlarcası yakalanıp fotoğrafı
ortaya çıkınca neye benzediği biraz daha anlaşılıyor. Koca, büyük
tüplerden oluşturulmuş yüzlerce kilo patlayıcı içeren şeylerden
bahsediyoruz.
İçindekilerin hemen tamamının canını alan bir şeyden
bahsediyoruz.
Sıcaklığın yüzlerce santigrat dereceye çıkıp, basıncın iç organları
patlattığı, kulakların sağır, gözlerin kör, bilincin yok olduğu,
nefessiz bırakıp üste de zehirleyen bir patlama, ısı, basınç,
yakma, parçalamadan bahsediyoruz.
Uluslar arası bütün anlaşmalarda, bütün yazılı metinlerde, savaşta
bile suç kabul edilen bir şeyden bahsediyoruz.
Sadece pusu üzerine kurulu bir kahpelikten.
O patlayıcıları kazdıkları toprağa yerleştirip sonra üzerinden
asfalt atılmasını sağlayıp görünmez hale getiren bir
organizasyondan bahsediyoruz.
Bahsettiğimiz şeyin aslında hiç de farkında olmadan yazıp çizip
konuştuğumuz ayan beyan ortadayken üstelik. Ölümlerin rutin, şehit
cenazelerinin yeni bir yarılmanın vesilesi, olup bitenleri
anlamlandırmada kafa karışıklığının esiri bir gündem