Yaz geldiyse yangın haberi okuruz, izleriz bol bol. Ama orman yangını ama bir araba alev alır ama bir boya fabrikası.
Kış gelince donan insanlar bazen hatta hayvanlar belki köye olmadı kasabaya inen kurtların haberleri.
Farkında olmayız ama baharlarda yaşlılar ve hastalar daha çok hayatını kaybeder. Ya da bana öyle gelir.
Her mevsimin kendine özgü vukuatları vardır ve bazı coğrafyalarda vukuatın mevsimi olmaz. Halep kışın bombalanabilir meselâ. Sonra yazın susuzluktan kırılabilir. Tıpkı Yemen gibi. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi De Mistura Suriye’deki durum hakkında Cenevre’de canlı yayında konuşuyordu tam bunlar atmosferde yayılmaya devam ederken. Kaç kış ve kaç yaz insanoğlunun zorluklarının mevsimine bakmadan her çeşit derdi tasayı açlığı susuzluğu ölümü yaşadığı Suriye’de çatışmaları basitleştirmekten, tırmanmayı engelleyememekten bahsediyordu Özel Temsilci. Savaşın altıncı yılı, Cenevre görüşmelerinin yedinci turuydu.
Kışın yanmanın ya da susuz kalmanın, yazın kurdun köye kasabaya inmesinin doğal olduğu coğrafyalardan bahsediliyordu özetle. Kelimeler özenle seçilmiş, bin yıllık diplomasinin imbiğinden süzüldüğü için çok da anlaşılmıyordu o topraklardaki mevsimlerin birbirine girmiş olmasından ama olsun…
Almanya’daki G-20 Zirvesi protestolar nedeniyle neyin konuşulup neyin karara bağlandığı çok anlaşılmaz daha doğrusu pek de anlaşılmak istenirmiş gibi davranılmayan bir sonla kapandı gitti. Geride bol eylem fotoğrafı, özel birliklerin protestoları bastırmak için şehre inmesi, Berlin’in yayın konusundaki kimi ricaları kaldı akılda. Oysa tatsız tuzsuz buluyor uzmanları kapanış bildirgesini. Bir hedef, bir plan ortaya koymamak; şu sıra dünyanın durumunu en iyi özetleyen “saldım çayıra” stilinin seneye kadar unutulacak manasız bir versiyonu olarak değerlendiriyorlar.