Klişenin önde gidenidir çünkü çok duymuşsunuzdur; küçük akıllar
kişilerle, orta zekâlar olaylarla yüksek zekâ/kişilikler
kavramlarla ilgilenir diye.
Sonuncuyu daha geniş daha yukarıda olanı karşılayan kelimelerle
değiştiren versiyonları da var.
Ve dünyaya bir şeyler oluyor.
Muhtemeldir ki olaylarla ve doğal olarak daha az olsa da
kavramlarla, yönlerle, tarihsel dönüşümlerle ilgilenenler de
var.
Ama ayakbağımız, lâf kalabalığımız, meşguliyetimiz maalesef
kişilerle ilgili sözler dedikodular ihbarlar ya da tam tersi
gereksiz abartılı ya da büsbütün yalan övgülerle sakatlandı
epeyce.
Dünyaya bir şeyler oluyor da ne oluyor acaba?
Ekonomik olarak bir şeyler oluyor.
Sürdürülemez bir borç yığını, tarihin en büyük gelir dağılım
bozukluğu, finans kapitalin içinde debelendiği bir bunalım.
Bütün bunlar bir dengeye gelecek mi yoksa açgözlülük yeryüzünü
kıyamete zorlayacak kadar artarak sürecek mi? Sadece milyarlarca
fakir ya alt sınıftan insanın patlama ihtimali değil tepedeki
sekiz, on bilemedin bin kişi bu gidişatın sürdürülemez olduğuna
dair bir şeyler düşünüyor mu?
Henüz bilmiyoruz.
Öte yandan ekonomik alandaki bu yeni derin çalkantının uzantısı
olduğundan şüphe duyamayacağımız bir uluslar arası ilişkiler
dalgalanmasının içindeyiz.
ABD'de Trumpizmin şoke edici icraatlarına başlaması, İngiltere'nin
AB'den ciddi ciddi çıkması, Çin'in ABD'nin rahatsız edici
hamlelerine “Devam edecekse savaşı göze alsın” resti, Doğu
Avrupa'nın silah deposuna dönüşmeye başlaması… ve daha takip etmesi
ya da bir köşe yazısına alt alta yazılması mümkün olmayan yüzlerce
keskin gelişme.
Bu arada henüz iki yıl önce çıkmış Profesör Burak Gülboy'un kısa
adı Mutlak Savaş olan kitabı 1. Dünya Savaşı üzerine farklı bir
analiz yaparken ara ara da çözümlemesinin direklerini kurduğu çok
ilginç bilgileri okuyucuyla paylaşıyor.