Bir tek kendinizsiniz sanıyorsunuz muhtemelen.
Değil ama…
Her Ramazan olup bitenlere şöyle bir bakın, biraz hafızanızı
tarayın, sizden başka sevenler olduğunu da göreceksiniz.
Unuttunuz mu meselâ 1998 Ramazanı için ilk sahur sofrasını. Eşiniz
yere örtüyü sermiş, bir tepsi içinde biraz kahvaltılık getirmişti.
Kolay olsun diye küçük tüp üzerindeydi çaydanlık, hemen yanı
başınızda. Bütün Ramazan'ın en büyük lüksü mahalle fırınının mis
gibi pidesi. İki yumurta kırılmış çeyizden çıkan bakır küçük çift
kulplu tavaya.
İlk lokmanızda boğazınıza düğüm etmedi mi açık olan televizyon
canlı yayında.
Canlı yayında Bağdat'ta Arapça gırtlakla ince derinden bir ezan
okunuyorken gökyüzü ara ara bembeyaz olmadı mı?
Oval Ofis'te düştüğü asistan tuzağının faturası mıydı bilinmez,
Clinton emir vermiş Irak'ta ilk sahur gecesinin ezanlarında
bombalatıyordu başkenti…
Unutmuşsunuzdur…
Ertesi gün ballandıra ballandıra kaç Cruise füze atıldığı,
hedeflerin nasıl on ikiden vurulduğu, ABD-İngiltere ortaklığındaki
Çöl Tilkisi adı verilen harekâtın daha ne kadar sürebileceği,
afralı tafralı isim ve unvanlara sahip birilerinin resmi
açıklamaları, İncirlik'in bu süreçteki pozisyonu, artistik
kavramlar, büyüleyici rakamlar, canlı yayında İngilizce aktarımlar
arasında Tikrit'te halkın bir aylık yiyeceği olan 2 bin 600 ton
pirincin de “vurulduğu” detaylarını yaydılar dünya ve memleket
medyasına ama tabii ki bilemezsiniz artık.