Halkoylaması öncesi ikinci ve son yazım bu.
Tahminleri tutan biri değilim zaten; 7 Haziran sonrası yazımda
nasıl güzel tutturamadığımı yazmıştım hatta.
Bundan önceki konuyla ilgili tek yazımda sonucu, çelişkili görünse
de bir şekilde etnik siyasetin iki ucu olan Milliyetçilerle siyasal
Kürt oylarının belirleyeceğini yazıp bunlar kadar önemli bir başka
etkenin de orta sınıf olduğunu yazmıştım.
Tahminde bulunamam çünkü nasılsa tutmayacak ama kendi çözümlememde
ısrarlıyım hâlâ.
Ve tabiî ki epey bir süredir kamuoyu araştırmaları, iddialar uçuştu
ve uçuşmaya devam ediyor.
Olup bitene, yazılıp çizilene bakarak gördüğüm o ki aslında
sandıktan her sonuç çıkabilir.
Evet ya da Hayır ilk saatte arayı açıp son oya kadar bu farkı
koruyabilir.
Ya da ikisi birbirine yakın gider, belki bir belki iki puanla biri
diğerini geçebilir.
En az akla gelen ihtimal bile mümkün; sabaha kadar kafa kafaya
giden, küçük farklarla birbirini geçip duran; at yarışlarında foto
finiş'le kazananın belli olması gibi son sandığa kadar beklemek
bile gerekebilir.
Bilmiyoruz… bakalım ne olacak?
Benimse söylemek istediğim sonucun ne olacağı değil, sonuçtan sonra
ne olacağına dair.
Bir sonuç çıkacak ve bunun ister istemez sonuçları olacak. Ama asıl
millet olarak nasıl davranacağımız daha önemli. Tahmin edildiği
gibi birbirine yakın, belki en fazla dört beş puan farkla çıkacak
bir sonuç ister istemez yirmi milyondan fazla insanın başka bir
kararı desteklediğini diğer yirmi milyondan fazla insanın başka bir
kararı desteklediğini gösterecek.
Ama sonuç ne çıkarsa çıksın hayat devam edecek.