Kuzey Kore artık nükleer denemelerle ciddi depremler oluşturmaya
başlamış.
Sonra ne yapacağı belirsizleşiyormuş gittikçe.
Pasifik'te beklenen kapışmanın parçası mı belli değil ama ABD iki
nükleer silah yüklü uçakla Güney Kore semalarında görünüp
Pyongyang'a gözdağı vermiş.
Hatta Seul de nükleer saldırıya dair ilk belirtide Kuzey Kore
liderini sığındığı yerde öldürecek bir saldırı yapacağını
belirterek tepki göstermiş.
Ocak ayında da meğer ABD yine nükleer silah taşıyan bir B 52 ile
Güney Kore üzerinde tehditvarî şekilde uçmuş.
Yılda bir iki defa tekrarlanan bu rutinin nereye gideceği hakkında
“barışırlar”, “birleşirler”, “bir şey olmaz, böyle sürer gider”,
“sonunda nükleer savaş çıkar” diyenler çokmuş.
Ne tuhaf.
Kanlı bıçaklı iki komşu devletten bahsediyor gibiyiz değil mi?
Oysa sadece komşu değiller; aynı milletler…
Dünyada bölünmüşlükler, savaşlar, çatışmalar arasında en iyi
bildiğimiz birkaç tarihî olaydan biri Kore'de yaşananlar.
Japonya, Rusya, Çin'in stratejik savaşlarının ortasında defalarca
ezilen bu ülke işgali altındaki Japonya'nın 2. Dünya Savaşı'nda
teslim olmasıyla ABD ve SSCB arasında fiilen bölündü.