20. Yüzyıl’ın sonlarına doğru Avrupa’nın tam ortasında bir millete karşı, sadece dininden, kimliğinden dolayı bir soykırım uygulanmaya çalışıldı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan insani duyarlılıklara rağmen. Böyle bir şey bir daha asla olmasın denilerek “soykırım inkâr yasaları”nın abartılı bir biçimde gündeme gelip uygulandığı esnada üstelik.
Avrupa her zaman böyle büyük konuşup, konuştuğu her şeyi yutan karakteriyle anılabilir aslında ama bu konuda en tipik örnek Srebrenitsa olsa gerek. Aliya İzetbegoviç “Avrupa’da, bu zamanda, Srebrenitsa!” dedirten şey Avrupa’dan böyle bir şey beklememesi değildi tabii. Onun seviyesinde bir bilgenin böyle bir medeni vahşete hayret etmesi bile aslında mümkün değildi. Avrupa’nın ırkçı tabiatını, ruhunu biliyordu çünkü.
Srebrenitsa soykırımının üzerinden 26 yıl geçmiş. 26 yıl önce 11 Temmuz...