Bugün 15 Temmuz. Bir darbe teşebbüsünün yıldönümü olduğu kadar, bence ondan da daha önemlisi böyle bir darbe teşebbüsüne karşı bir halkın dünya tarihinde benzerine az rastlanacak destansı bir duruşunun, direnişinin ve püskürtüşünün 7. yıldönümü.
Allah muhafaza, daha öncekiler gibi olabilirdi. Önceki darbeler karşısında olduğu gibi halk korkmuş, çekinmiş, neme lazım, mevzu yönetenler arasında dönüyor, bizi ilgilendirmez deyip aradan çekilmiş olabilirdi. Nihayetinde 1980 yılında halkın büyük çoğunluğu bırakınız karşı durmayı, büyük çoğunluğuyla süregiden istikrarsızlığa bir çözüm olarak 12 Eylül darbecilerini bir kurtarıcı gibi görüp selamlamıştı bile.
Halkın darbecileri bu şekilde ister hale getirilmesi zaten darbenin çok önceden başlayan planının bir parçasıydı. Halk ilk darbeyi gerçeklik algılarına, düşüncelerine ve hatta duygularına karşı yer. Darbeciler ilk aşamada kendi yollarını açar, meşruiyet temellerini oluşturur, gerekçelerini hazırlar. 27 Mayıs’ta denenen bu yol 12 Eylül’de daha başarılı bir biçimde denendi. 28 Şubat’ta ise çok daha karmaşık, o günün tabiriyle “postmodern yollar” denenerek gerçekleştirildi darbe. Toplum eskisine nazaran nispeten daha...