Bugün 11 Eylül, ABD’nin ve kapitalizmin sembolü Dünya Ticaret Merkezinin ikiz kulelerinin saldırıya uğrayarak yıkılışının 20. yıldönümü. Bu saldırının boyutu, sembolik ağırlığı, yol açtığı ölümler ve zararlar itibariyle sadece ABD’yi değil, koca bir dünyayı kalbinden vurmuş olduğu ilk andan itibaren hissedildi. O saldırıdan itibaren merkezinde ABD’nin bulunduğu, sözüm ona tek kutuplu dünyanın sadece can çekişmelerini izlemiş olduk. Bu can çekişmeleri hala devam ediyor ama kendi halinde sadece cürmünü yakan bir düzeyde yaşanmıyor, bütün dünyaya çektiriyor.
ABD’nin bu saldırıya karşı verdiği cevap büyüklüğüyle mütenasip bir cevap olmadı. Belki saldırının can yakıcı niteliği dolayısıylaydı bu. Aklı baştan alan, can yakan saldırıya akılla değil acının verdiği tepkilerle cevap verdi ABD. Öfkeyle kalktı, büyüklüğüne yapılan saldırıya karşı büyüklüğünü akıllı davranışıyla değil hacmiyle, fiziki gücüyle göstermeye ve intikam almaya kalkıştı.