Akademik hayat kendi içinde bir dünya, bir alem. Bu alemde yaşayanların tamamının birbirine dost olmasını elbette kimse beklemez. Ama hakikat sevgisi ve arayışı dolayısıyla toplanmış olanların birbirleriyle de daha fazla dostluk oluşturması beklenir.
Başka alemlerde, mesela insanların kendi çıkarlarını aradığı ticari veya siyasi alemlerde insanların kıyasıya birbirleriyle rekabet etmeleri ve bu esnada hakiki dostlukların oluşmaması doğal karşılanır. Neticede çıkarlar çok kolay çatışır ve herkes kendi çıkarını düşündükçe başkalarına yakınlaşmak, güvenmek, samimi olmak, dost olmak değil, güvenmemek, mesafeli olmak, çıkarlar devam ettikçe dost görünmek esas olur. Oysa akademik hayat, tabiatı itibariyle bilgiyi ve hakikati arayan, onu seven insanların hayatı olarak, dostluğu hem daha fazla gerektirir hem daha fazla yeşertir.
Bununla birlikte çoğu...