İşte ömrümüzden bir belirlenmiş vakit daha geçti ve bir Ramazan ayı daha bütün ihtişamıyla gelip hayatımızın orta yerine sökün etti. Onunla birlikte Hilal, oruç, sahur, davul, iftar, imsakiye, teravih, Kur'an tilaveti, fitre, zekat, infak ile birlikte bir anda zenginiyle, fakiriyle, doğulusuyla batılısıyla, Güneylisiyle Kuzeylisiyle, Arabıyla Türküyle, yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle bütün bir ümmet birbiriyle aynı dünyanın insanları haline geliveriyor, aynı ruh ve mana iklimini teneffüs etmeye başlıyor.
Sorsalar çok iyi bildiğimizi söyleyeceğiz ama işte dünya gaileleri arasında unutuveriyoruz, yaşadığımız dünyaya da zamana da, hatta kendi bedenimize de bırakın hakim olmayı, sahip olmadığımızı da..