Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yönetim sistemi değişikliğinin içinden geçtiğimiz bu günlerde yaşamakta olduğumuz bir çok olumsuz gelişmenin süreçten bağımsız olmadığı çok açık. Teklifin Meclis Başkanlığına sunulduğu gün, Anayasa komisyonundaki görüşmelerin bittiği gün ve Genel Kurul Gündemine geldiği gün yaşanan terör saldırılarının bu süreçle ilgili olduğu, neredeyse genel bir kabul görmüş durumda.
Buna dair elbette kimsenin elinde doğrudan bir kanıt yok. Ama Türkiye'de şimdiye kadar olaylarda alışageldiğimiz sıradüzeni, terör eylemlerinin, arkasındaki güçlerin siyasal süreçlere katılımının ve bu süreçlere dair söyleyeceklerini söylemenin bir yolu olduğunu öğretmiş bulunuyor. Böylece ülkenin yasamasına sadece sivil toplum temsilcileriyle, uzmanlarıyla, bilim adamlarıyla, milletvekilleriyle bir ülkenin aklı katılmıyor, aynı zamanda iyi saatte olsunlar da terör yoluyla katılmış oluyorlar.
Bu yolla aslında verilmek istenen mesaj, başkanlık tartışmasının ülkeyi tam bir istikrarsızlığa, terör ve kaos ortamına sürüklüyor olduğudur.