Mısır’da bugünlerde yaşananlar Arap Baharı olarak başlamış olan sürecin darbelerle ve karşı devrimlerle bitmediğini ve kolay kolay bitmeyeceğini gösteriyor. 2011 yılında gerçekleşen Devrimlerin bütün söylemleri, sloganları ve talepleri tekrar dile geliyor ve o gün oluşan toplumsal ittifaktan daha fazlası bugün oluşuyor.
Arap Baharını bir kışa çevirmeye kalkışanlar, en kesif kışın neticesinde de yine bir baharın gelmesinin mukadder olduğunu hesaba katmadılar. Halkların birikmiş yüzyıllık beklentilerini görmezden geldiler. Devrimlerini çaldılar, umutlarını yok etmeye çalıştılar, gençlerini katlettiler, kalanlarını zindanlarda süründürmeye çalıştılar, bir çoğunu ülkelerinden sürdüler. Ama halkların özgürlük, onur ve ekmek talepleri ne kadar bastırılabilir ki?
Fokur fokur kaynayan bir toplumsal dinamizm var Arap coğrafyasında. Dünyayla bütünleşmiş, insanca bir hayat talep eden, aşağılanmaya daha fazla tahammül etmeyen bir toplum. Toplumun dip alanlarında açmayı bekleyen taptaze tohumların yeşermesinin önünde kim durabilir? Neticede bu bahar ne kadar ertelense de eninde sonunda gelmesi mukadder.
Sisi’nin kendi ülkesinin gelişmesi, tarih sahnesinde hak ettiği yeri alması, ve Mısır halkının insanca bir hayat yaşama taleplerinin önünde nasıl bir engel oluşturduğu, gasp edilmiş bir devrimi zorla zindanda tutmaya çalışıyor olduğunu görüyoruz. Kimden nasıl bir destek almış olursa olsun, tarihe, topluma, akla ve vicdana bu kadar aykırı bir diktatörün daha fazla devam etmesi mümkün değil. Altı yıldır ülkesini içine soktuğu açmaz bugün bütün Mısır halkının ona karşı isyan noktasında birleşmesine yol açmış ve bastırılarak ertelenmiş olan baharın tekrar gündeme gelmesini engelleyememiştir.
Dün itibariyle Mısır halkının Sisi’yi protesto ederek çekilmeye davet eden gösterileri Cuma gösterileriyle birlikte yeni bir aşamaya girdi. Günler öncesinden duyurulan bu gösterilere halkın yaptığı hazırlıklar kadar Sisi yönetiminin engelleme çalışmaları çok daha fazla dikkat çekiciydi. Gösterilere katılma veya organize etme ihtimali bulunan, aralarında akademisyen, gazeteci, yazar ve her siyasi kesimden insanın bulunduğu en az iki bin kişi evlerinden gözaltına alındı. Bunların arasında en dikkat çekici olanlardan biri başlarda Mursi’ye karşı Sisi darbesini desteklemiş olan laik-liberal eğilimli Kahire Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyesi Prof. Dr. Hassan Nafaa da vardı. Nafaa’nın gözaltına alınma gerekçesi attığı bir twitter mesaj idi. Mesajında şöyle diyordu:
“Sözlerimin doğru anlaşılmasını istiyorum. Sisi’nin mutlak hakimiyetinin devam etmesinin felakete yol açacağına ve Mısır’ın çıkarının Sisi’nin yarından önce bugün gitmesinde olduğuna hiç şüphem yok. Ancak sokaktaki halkın baskısı olmadan gitmeyeceği de çok açıktır. Bize de aynı zamanda bizim iktidarı daha iyi ellere en az maliyetle nakletme ve kaos senaryolarından kaçınma yollarını seçmemiz gerek.”