Gençlerin eğilimleri, yetişme tarzları aslında geleceğimizin dünyasının da habercilerinden biri. Konuyu X, Y, Z gibi münhasır özelliklere sahip kuşaklar meselesi olmanın ötesinde tamamen kendini tekrarlayan tarihsel bir konu olarak alabiliriz ve buradan göreceğimiz, tarih boyunca her zaman kuşaklar arasında tercih, eğilim ve anlayış farkları oluştuğudur. Bunu yeni keşfetmiş veya başımıza yeni gelmiş son derece talihsiz bir durum gibi algıladığımız ölçüde gereksiz ve yersiz bir kaygıya veya paniğe kapılma ihtimalimiz oluşuyor.
Şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki, bugün mücadelesini verdiğimiz değerlerin, ilkelerin her neslin diline tercüme edilen ve herkese kendi diliyle hitap etme yolunu bulan bir hakikat değeri var. Yoksa zaten onun gelecek nesillerde okunmayacak veya benimsenmeyecek olmasının kaygısına kapılmamızın anlamı yok.
Biz kendi çağımızda kendi dilimiz ve anlayışımızla, idrakimizle imtihan edildiğimiz gibi gelecek nesiller de kendi idrakleriyle aynı hakikatler karşısında imtihana tabi olacaklar ve bizim bir imtihanı başarmamız evlatlarımızın başarısını garanti...