Şöyle bir düşünelim: Texas'ın herhangi bir yerleşim birimi
yakınında asfaltlanmış yolun altına döşenen patlayıcı, bir ABD
askerî aracının geçişi esnasında patlıyor ve 8 asker hayatını
kaybediyor... Türkiye'de yayın yapan bir TV kanalı da bu saldırı
sonrasında bu terör saldırısını gerçekleştiren örgüte dair bir
belgesel hazırlayarak bu örgüte mensup olan kimseleri
meşrulaştırmaya çalışıyor... Böyle bir durumda ABD kamuoyu ve
siyasilerinin neler hissedeceğini tahmin etmek hiç de zor
değil.
Ya da Türkiye'de önemli yayın organları 11 Eylül saldırıları
sonrasında El-Kaide teröristlerini “özgürlük
savaşçıları” gibi kodlamayı tercih etseydi... Böylesi
senaryolarda bu yayın organları gayet doğal olarak teröre destek
verdikleri gerekçesiyle demokratik bir devlette işlemesi gereken
yasal işlemlere tabi olurlardı.
Gelin görün ki demokratik olmakla, terörizme karşı olmakla övünen
Almanya, ABD, İngiltere gibi ülkelerde teröre destek veren yayın
organları hiç bir şekilde demokratik sistemin sınırları içerisine
çekilmiyor, demokrasinin fren mekanizmaları terörü açıkça
destekleyen bu yayın organlarına karşı hiçbir şekilde
işletilmiyor.