Sivil halkın demokratik kitle gösterilerine karşı Esed rejiminin
şiddetle cevap vermesi sonrası kırılma yaşayan Suriye devrimi,
rejimin kimyasal ve biyolojik silahlar kullanması; soykırım çapında
katliamlar gerçekleştirmesi ve rejim güçlerinin toplu tecavüzleri
gibi insanlık dışı eylemleri sonrasında bir iç savaşa dönüştü.
Uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu olduğunu
iddia eden BM, bu organizasyonun icracı tek organı Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi eliyle birkaç kez bu ülkedeki trajediyi
sona erdirmek için sorumluluk alıyormuş gibi yaptı ancak sona
erdirme amacına inanç olmadığı için girişimler sonuçsuz kaldı.
Özellikle Batı dünyasının Suriye krizindeki kararsız politikaları
ve söylemlerindeki tutarsızlıkları Suriye krizinin önce bölgesel
bir fay hattına, sonrasında küresel bir fay hattına dönüşmesine
sebebiyet verdi. Arap Devrimlerinin bir karşı devrim süreci halini
alması ve DAEŞ gibi patolojik yapıların neşet etmesi de Batılı
ülkelerin dış politika söylemlerinin tutarsızlığının bir sonucu
olarak görülmeli.