HDP Güneydoğu'da PKK'nın yürüttüğü hendek terörünü bir direniş
hareketi olarak benimsemekle kalmayıp bunun tanıtım ve propaganda
söylemini de üstlenmiş görünüyor. Kürtlerle PKK ve HDP'nin arasını
giderek daha fazla açan bu kadar akla ziyan bir eylem biçimini bu
kadar şiddetle savunmanın mantığını çözebilmek gerçekten çok zor.
TBMM'de istediğini söyleyebilme, istediği siyaseti, demokrasi
zemininde takip edebilme imkanı yakalayabilmiş bir siyasi hareket
hendek terörü gibi bir eylem biçiminin siyasal sözcülüğünden neden
medet umar?
Hendek terörünün devam ettiği her gün bizzat HDP'ye oy vermiş
kesimlerden PKK'ya ve HDP'li siyasetçilere nefret artmakta, lanet
okuyanların sesleri daha da duyulmakta. Buna rağmen HDP'liler
siyasi misyonlarını tamamen bir hendeğe gömmüş gibi
davranmaktalar.
Açıklaması bu kadar zor bir tutumun PKK veya HDP'nin Kürtlerle
ilişkisi düzeyinde açıklanması zor olsa da, kabul etmek gerekir ki,
bu siyaset tarzı muhatap olarak Kürtleri değil başka kesimleri
alıyor. Yani Kürt halkının hayatı mahvedilmek pahasına kazılan
hendeklerin lansmanı batılı dünyaya ve içimizdeki oryantalistlere
yapılıyor ve burada bir özgürlük mücadelesi verildiği izlenimi
verilmeye çalışılıyor.
Bu terörün Kürtlerin hayatında neye mal olacağı kimin umurunda.
HDPKK'nın Kürtlerle ilişkisi zaten çok açık değil mi? Onlar
evlerinin önüne kazdıkları hendekler yüzünden evlerinden kaçanlara
“biz sizin için buradayız, sizi kurtarmak izin yapıyoruz, nereye
kaçıyorsunuz?” dediler de kimi inandırabildiler. Kürt halkı açıkça,
“bizim böyle bir kurtuluşu istediğimizi de nereden çıkardınız?”
diyerek bu terörü reddetti, ama özyönetim peşindeki militanları, bu
ret hiç bir şekilde durdurmaya yetmedi.