Gündemdeki anayasa değişikliğinin cumhurbaşkanlığı uhdesinde
kontrolsüz bir güç yaratacağı yönündeki eleştiriler bir yana, bunun
Sayın Cumhurbaşkanı'nın şahsıyla ilgili olma boyutu başka bir yana.
Her iki husus kuşkusuz ayrı ayrı ele alınmayı hak ediyor.
Öncelikle iyi niyetli bir siyasi tartışma ortamı içerisinde bütün
bu eleştiriler veya endişeler haklıdır ve biz bunu varsayarak
konuşmaya çalışıyoruz. Kötü niyetin belirleyici olduğu bir zeminde
tarafların birbirlerine anlatacağı bir şey olmuyor zaten.
Şükür ki, Türkiye'de siyaset alanı her geçen gün daha da
genişliyor. Tartışmanın insanların görüşlerinin şekillenmesinde
etkili olma ihtimalinin daha da artması anlamına geliyor bu.
İnsanlar meselelere gerçekten lehlerine ve aleyhlerine olan
durumları daha makul bir biçimde değerlendirerek yaklaşıyorlar.
Seviyesiz örnekleri de zaman zaman ortalığı bulandırsa da,
Türkiye'de bu anlamda bir gelişmenin olduğunu ve siyasi tartışma
zemininin giderek güçleniyor olduğunu söyleyebiliriz. Tabular
birileri için yine tabu olarak kalmaya ve tartışma alanlarını
kapatma arzusunu ifade etse de, geriye dönüp bakıldığında
tartışılmaz, düşünülmesi dahi teklif edilemez denilen nice müzmin
sorunların çözülmüş bile olduğu görülmüş olacaktır.
Bir dönem Türkiye'nin adeta varlığının adanmış olduğu başörtüsü
yasağı bugün insanların acı acı gülerek hatırladıkları absürt bir
mevzuya dönüşmüş durumda.