15 Temmuz darbe teşebbüsüyle ilgili davalar görülmeye başlandı. Dava sürecinde ilk etapta daha önce kabul edilmiş ve sanık avukatlarına dağıtılmış olan iddianameler doğrultusunda sanıkların savunmaları dinleniyor. Medyaya yansıyan savunmaların verdiği ilk izlenim sanıkların suçüstü yakalanmış oldukları bir cürüm hakkında sergiledikleri çileden çıkartıcı pişkinlik.
Darbecilerin senaryosu ve tiyatrosu
Haber Merkezi Yeni Şafak
Ancak bundan daha da önemlisi bu pişkinliğin hepsinin ortak bir
savunma stratejisi olarak benimsenmiş olması. Suçüstü yakalanmış
oldukları bir eylemdeki rollerini insanların akıllarıyla,
duygularıyla, gerçeklerle dalga geçercesine inkar etmeleri,
hepsinin tipik savunma tarzı. Sanki hiç birinin olup bitenlerden
haberi yok. Silahları ellerine kim vermiş bilmiyorlar. Uçakları
uçuranlar nasıl uçurduklarından, zırhlı araçları hareket ettirenler
nasıl hareket ettirdiklerinden, Özel Kuvvetleri bombalayanlar nasıl
bombaladıklarından, Genelkurmay Başkanını derdest edenler nasıl
derdest edildiğinden, Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzere kaldığı
otele baskın verenler oraya nasıl geldiklerinden habersizler! Almış
oldukları meçhul bir telefon veya talimat neticesinde bir şeyler
olmuş ama darbe mi? Haşa.. Mim, nasıl, nerede?..
Tüm bunların toplamından kelimenin tam anlamıyla bir tiyatro görüntüsü çıkıyor. Senaryosu çok sağlam yazılmış bir tiyatro. Hani darbe başarısız olur olmaz hemen devreye konulan bir argüman vardı ya: Bu bir senaryo diye. Doğrusu senaryo yazma konusunda şimdiye kadarki bütün meslek erbabına taş çıkartan maharetlerine rağmen, başarısız olunca başka bir senaryoya mı yazılmış oldukları duygusuna kapılmış olmalarının çok normal olabileceğini hesap etmiştik.
Elbette tutmayan bütün senaryolar en büyük senaryo kurucusunu, yüce Allah’ı hatırlatmalı mümin kişiye. Tuzak kurarlar, ama Allah da ayın anda başka bir tuzak kurar ve kendi tuzakları Allah’ın tuzağının sadece