“Devlet Su İşleri” deyip geçmeyeceksiniz diye yazdığımı hatırlıyorum bu köşede bir zaman. Suların idaresi eskiden beri devleti devlet yapan en önemli konuydu. Hatta Asya Tipi merkezi devletin oluşumu büyük ölçüde su kaynaklarının tarım arazileri için düzenlenmesinin gerektirdiği büyük çaplı organizasyonlarla dayanırdı. Bu ölçekte bir organizasyon yapabilmek için her şeyden önce çok disiplinli ve insan emeğinin zora dayalı bir örgütlenmesine ihtiyaç duyuyordu ki Asya’daki merkezi ve despotik yönetimler bu yolla oluşmuştur. En azından Batılıların doğu hakkında Asya Tipi Devlet tipolojisi bu tarz bir okumaya dayanıyor.
Devlet Su İşleri’nden gelmiş 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel ise su kaynaklarının yönetiminin çağdaş siyasetteki rolünü de çok iyi keşfetmiş biriydi. Her yıl yağan yağışlardan öncelikle siyasetin nasıl etkileneceğine dair tahminleri meşhurdu. Yağışlar tarımsal üretime etki edecek, bu da ekonominin durumuna. Onun Türkiye’de...