Ashab, insanlar içinde dostluğun hakkını en iyi veren, o yüzden isimleriyle müsemma olan erdemli dostlar topluluğu. Onların mükemmel dostluğu, dostluğun en iyi kaynağından aldıkları eğitimle mümkün hale gelmişti. Böylece erdeme dayalı gerçek dostluğun öğrenilen ve öğretilen bir şey olduğunu da görüyoruz. Öyle bir dostluk ki, düşmanlığı dönüştürüyor, düşmanlığın sebeplerini yok ediyor ve birbirine düşman olanları kardeş kılmanın nimetini de hissettiriyor.
Kureyşliler aslında olabildiğince güvenilir, emin diye bildikleri Muhammed (S), kulluk etmekte oldukları tanrılarını eleştirince aralarında derin bir düşmanlık başlar. Oysa kendisi onlara sergilediği emanetle, mükemmel kişilikle dostluğun tek taraflı ilk şartını yerine getirmiş oluyordu. Onlara söylediği şeyle aslında yine bir dostun bir dosta yapabileceği en büyük iyiliği yapıyor, bir “armağan” olarak hakikati sunuyordu. Bu hakikat kendilerini gömdükleri mezarımsı konforun farkına varıp ihya olmalarını...