Eğitim alanında, bir şeyleri düzeltelim derken yakalanmış olduğumuz başka sorunların çemberinden bahsediyoruz. Bir tür toplum mühendisliği olarak da işleyen sosyolojide aslında bu tarz çemberler malumdu ve adı da konulmuştur: “Eylemin niyetlenilmemiş veya istenmeyen sonuçları”.
Toplumu bir hendese alanı olarak görmenin ve ona öyle yaklaşmanın eninde sonunda karşımıza çıkardığı bir bedeldir bu. Toplum alanı elbette fizik alanından çok daha karmaşık ve bizzat olumlu bir maksat adına yaptığımız müdahaleler bazen sorunların kaynağı haline de gelebiliyor.
Tabii bu sorunlara nereden yola çıkarak gelmiş olduğumuzu da hatırlarsak daha insaflı bir değerlendirme yapmış oluruz. Eğitimin alabildiğine elitist bir kültür ve yapı ürettiği bir modelin sıkıntılarını bertaraf etmek üzere yola çıkıldı. Eğitimin daha yaygın erişimle hem daha demokratikleştirilmesi hem de hakkaniyete daha uygun hale getirilmesi hedeflendi. Bu hedefe büyük ölçüde varıldı da.
Bugün eğitime erişimin belki haddinden fazla mümkün ve kolay hale getirilmesi sayesinde hiçbir elitizm eleştirisine yer kalmadı. Avrupa ülkeleriyle yarışacak bir yüksek öğretim mezunu sayısına ulaştık. Ancak bu sefer de eğitim yoluyla edinilen mesleklerin ihtiyaca göre dağılımında çok ciddi sorunlar yaşamaya başladık. Sanayinin aradığı...