Aksa Tufanı askeri alanda yapacağını yaptı. İsrail’i de arkasındaki istihbaratı da ona destek veren güçleri de, onun askeri gücüne inanan ve ondan korkarak susup itaat eden Arap liderlerinin bütün duygularını da harman gibi savurdu. Tufan ekonomik alanda da siyaset alanında da medya ve iletişim alanında da bütün gücüyle esti ve şimdiye kadarki bütün dengeleri allak bullak etti.
Olayın kendisi zaten dünyada İsrail meselesine dair bütün propagandayı ve bu propagandaya eşlik eden bütün mitolojik algıları yıkmakla kalmadı, şimdiye kadar Hamas’la ilgili, hatta İslam ve şiddet-terör üzerine üretilmiş bütün anlatıları da tersine çevirdi. Bunda İsrail’in süreç içindeki beceriksizliği, çırpındıkça batıran çalışmaları kadar, izah edilmesi imkânsız saldırganlığı ve soykırımcılığının da payı büyük. Bebeklerin katledilmesi, hastanelerin ısrarla, sistematik biçimde hedef alınması, camilerin, kiliselerin, okulların, Pazar yerlerinin ve hiçbir ayırım yapılmaksızın bütün sivil mekanların hedef alınmasını izah edecek bir propaganda yok. İsrail’in bu mızraklarını sığdırabileceği bir çuvalı yok.
Üstüne üstlük Aksa Tufanı...