Türkiye bir bakıma şehirleriyle Türkiye’dir. Şu veya bu dönemde her bir şehrimizin ortaya koyduğu birlikte yaşama ve kent kültürü ülke olarak öne sürdüğümüz bütün iddialarımızın da somut ürününü ve tezahürünü ortaya çıkarıyor. Şehir, kelimenin tam anlamıyla da, bir toplumun içindeki bütün duyguları, niyetleri, kaliteyi bir ürün olarak “teşhir” ediyor.
Öyle çok idealize edeceğimiz bir şey değil bu elbet. Bazen çok mükemmel, hayranlık duyacağınız, gururla ifade edebileceğiniz, felsefi bir derinliğe, ilkesel bir duyarlılığa dayandığını gördüğünüz çok güzel ürünler de çıkabiliyor. Ama şehir sadece iyi insanların, iyi niyetlerinin dışa vurduğu bir yer olmuyor. Bir bakıma içerde ne varsa dışa da o vuruyor teşhir oluyor, şehir oluyor.
Genellikle medeniyet tarihçilerinin dışa vuran, bugünümüze kadar restore edile edile gelen eserlerden yola çıkarak, bu eserlere atfettikleri felsefi derinliklerin çoğu...