Gazzelilerin dünyanın bozuk düzenine karşı verdikleri mücadeledeki felsefe, kalite, asalet her anında, her aşamasında ve her sahnesinde dünyaya ders üzerine ders veriyor.
Ruhsuz dünyanın ruhu, kalpsiz dünyanın kalbi oluyor Gazze. Direnirken zulmün bütün kalelerini teker teker deviriyor. İnsanlığı katleden düşmanı öldürürken, insanlığın ölmüş umutlarını diriltiyor, hayatı kurutmuş olan düşmanı vururken iyice çoraklaşmış hayatın her lahzasını ihya ediyor.
Gazze’liler savaşırken, direnirken, savunurken sadece kendileri için bir şey yapmış olmuyor, dünyanın geri kalan her kısmına bir umut veriyor. Kurumuş edebiyata yeni bir ruh üflüyor, koca bir yalana gömülmüş olan felsefeye yeni ve geçerli gerçekliklerle güçlü bir sebep veriyorlar.
Bunlar basit Gazze veya direniş güzellemeleri değil elbet. Yaşıyoruz bunları. Her aşamada. Bütün yakınlarını en vahşice, en alçakça, en barbarca Siyonist saldırılarda kaybetmiş insanların Allah’a hamd edişleri düşmanın bütün saldırılarını püskürtüyor, aciz bırakıyor. Boyun eğdiremiyorlar Gazzeliye, korkutamıyorlar, pes ettiremiyorlar. “Hasbunallah ve ni’mel vekil” diye haykırıyor en acılı halinde...