Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattıkları Aksa Tufanı operasyonunun ardından İsrail’in bir öfkeyle alabildiğine orantısız bir karşılık vereceği sürpriz değildi elbet. Hamas’ı normal şartlar altında destekleyenlerden bile bunu bile bile böyle bir çıkış yaptığı için sorumsuz davranmakla suçlayanlar büyük bir yekûn tutuyor. Aslında Hamas’ın “durduk yerde” böyle bir çıkış yaptığını düşünüyor olmaları, Filistin’deki derin insani sorunların 6 Ekim itibariyle ne durumda olduğuna dair nasıl bir lakaytlık içinde olduklarını da gösteriyor.
Yani 6 Ekim itibariyle bütün dünyada, dostları arasında bile Filistin davası neredeyse artık mevcut haliyle oldu bittiye bağlanmış, önemsizleşmiş bir durumdaydı. İsrail’le ilişkileri normalleştirme yolunda bir hayli mesafe katetmiş İslam dünyasında Filistin, Gazze, Kudüs, Mescid-i Aksa’da olup bitenler duyulsa bile artık kanıksanmış, kabullenilmiş o haliyle normalleşmiş gibiydi. Oysa Filistinliler için hayat alanları her geçen gün daha da daralıyor, bütün Müslümanların mukaddesatı Mescid-i Aksa adım adım yıkıma doğru gidiyordu.
Ortaya güçlü bir itirazın çıkmıyor...