Basmakalıp klişelerle düşünmek, sloganlarla konuşmak, ideolojinin dar çerçevesinde kalmak sıradan insanların işidir. İşi gücü insanları manipüle etmek, kendi çıkarları doğrultusunda yönetip itaat ettirmek olan politikacılar mesajlarını düşünceleri harekete geçirerek, düşünceyi teşvik ederek ve uygulayarak iletmez. Düşüncenin özgürce gelişimi ve gösterebildiği sınırlara kadar gitmesi hiçbir zaman işlerine gelmez. Düşünce ancak kendi istediği yere kadar götürüyorsa makbul, muteber ve meşrudur. Kendi istediği yere götürmeyen, kitleleri kendisine kuzu gibi itaat ettirmeyen düşünce ile işleri olmaz.
Bazen ortaya düşünce adamı rollerinin kasvetiyle çıkıp da yeterince taraftar toplayınca işi belli siyasetlerin sloganlarına, klişelerine, ideolojilerine bağlayan sofistler kitleleri uyanık siyasetçilere teba kılma vazifesini de profesyonelce yerine getirirler. Bunların arasında zaten yaptığının ne anlama geldiğini ne işe yaradığını bilmeden bu işi inanarak yapanlar da yok değil elbet. Tarihselcilik diye kastığı büyük lafların nasıl bir tarihselliğin ürünü olduğunu görememenin trajikomik durumu bile çok özgün bir şey değil. Tarih boyunca kendini sürekli...