Şimdiye kadar çözüm sürecini neredeyse bir ihanet olarak gören,
başımıza gelen her şeyi çözüm sürecine bağlayan, sürecin bitmesi
için akla hayale gelmeyecek fırıldaklar çevirenler, çözüm sürecinin
buzdolabına kaldırılması karşısında tam da istedikleri oldu diye
sevinç ifadelerinde bulunmalarını elbette beklemezdik.
Aksini bekliyorduk öyle de oldu, çözüm sürecinin buzdolabına
kaldırılmış olması karşısında bu sefer çözüm sürecinin bitirilmiş
olması dolayısıyla hükümete veryansınlara başladılar. Ardarda gelen
şehit cenazeleri başkalarının acılarına, gözyaşlarına, feryatlarına
bu saldırılarını yüklemek için en elverişli atmosferi
oluşturuyor.
Bir cenazede kendini şehit yakını diye tanıtıp protesto fitilini
yakanın şehitle hiç bir alakası olmayan bir DHKP-C militanı, başka
bir cenazede aynı işi deruhte edenin bir PKK'lı bir terörist olduğu
anlaşılıyor. Başka bir cenazede ise MHP'li gençler aynı işi
yapıyor.
Çözüm süreci başlamadan önce de şehit cenazeleri genellikle MHP'nin
malzeme olarak kullandığı ve hiç bir şey olmasa bile oylarını
artıran bir faktör olarak işliyordu. O yüzden MHP hiç bir şey
yapmasa bile bir oy spekülasyonu yapmak isteyen mihrakların savaş
çığırtkanlığının en önemli enstrümanı bu cenazeler oluyordu.
Düşünsenize, bir siyasi parti olarak ülkenin yaşamakta olduğu
sorunlara dair hiç bir çözüm, hiç bir proje ve program
geliştirmenize gerek yok. Başlamış bir savaş ve bu savaş sonucu
olabilecek bütün şehit cenazeleri kendiliğinden bu partiye
çalışacak.