Dünyada uygulanması imkânsız modeller, ütopyalar tasarlayarak onlara varmak için toplumu ve siyaseti zorlamanın tarih boyunca çok acı verici trajik sonuçları olmuştur. Ütopyalar zaten özleri itibariyle imkânsız bulunduğu için en nihayetinde ve en fazla mevcut durumlar üzerinde baskılar oluşturmak suretiyle sonuna kadar gidemese de belli bir istikamette bir değişime zorlar. Bu açıdan tarihsel rolleri bir yere kadar olumlu olabilir. İnsanlar neticede mevcut durumu beğenmediklerinde daha iyisi için kolektif hayaller kurarak, onu gerçekleştirme yönünde siyasal bir motivasyonla hareket ederler.
Ütopik siyasi projeksiyonlar aynı zamanda onları savunanları anlamak açısından da önemli veriler sağlarlar. Kimin neyi hayal ettiğinden yola çıkarak kimin neler yaşadığı, yaşadıklarını nasıl algıladığı da anlaşılır. Kendisi için istediğini başkalarına da ne kadar isteyip istemediğini, gönlünün ne kadar insanı, ne kadar insan farklılığını, çeşitliliğini kucaklamaya, misafir etmeye veya iyilik istemeye açık olduğunu bu tasarımlardan anlayabiliyoruz.
Sosyalist ütopyaların ne kadar dar olduğunu, kendi tasarladıkları insan tipinden...