Seçim süreçlerinde meydan mitingleri adayların halka kendilerini en iyi ifade ettikleri, haktan en güçlü ve etkili cevabı alabildikleri ve eğer isterlerse buna göre kendilerini bir sonraki adıma ayarlayabildikleri fırsatlardır. Ama aynı zamanda sürç-ü lisanın en fazla olduğu ortamlar, insanın biraz kendinden geçtiği ve bazen ağzına geleni kontrolsüzce söylemeye ayartan bir ortam. O kalabalığın attığı sloganlar, o sloganlara verilen cevaplar, herhangi bir söze meydanın verdiği beklenmedik tepkiler hatipleri bazen hiç istemedikleri beyanlarda bulunmaya, hatta kendi partilerinin siyasetini belirlemeye zorlayabiliyor. Bir gün bisiklete bindirir, bir gün amuda kaldırtır. O yüzden meydandaki diyaloğu iyi yönetebilmek de siyasal iletişimin en önemli konularından biridir.
Apayrı bir siyasal iletişim vasatıdır meydan mitingleri. Bunun nasıl etkili ve sağlıklı bir biçimde değerlendirileceği hususu apayrı bir uzmanlık alanıdır ve herkesin bu uzmanlık alanına aynı ölçüde saygı duyup onun verilerinden faydalandığı söylenemez. Kimi kürsüye çıkıp başı sonu belli olmayan, dam üstünde saksağan kabilinden konudan konuya sıçrayan bir dağınıklıkla konuşması, hele bu haliyle konuyu iyiden iyiye uzatması, katılımcılara mitingi tam bir eziyete dönüştürebiliyor.
Doğaçlama konuşmada “özgüven adına” ısrar edenlerin çoğu kez içine düştükleri hata budur. Hatip ne kadar yetenekli olurlarsa olsun, miting kalabalığını yönetmek bir konferansı veya bir salon toplantısını yönetmeye benzemez. Mitingin aklını başından aldığı hatiplere şahit oluyoruz. Ağzından çıkanı kulağı duymaz hale gelebiliyorlar. O anda durumu kurtaracak, hemen alıcısına ulaşacak bir seri söz üretme telaşı hatibi çok laf üretmeye sevk ediyor.
E malum, çok laf yalansız olmuyor. Miting ise çok laf istiyor.
Muharrem İnce ve Meral Akşener az zamana sığdırdıkları çok laf açısından birbirleriyle yarışıyorlar. Konuşmadıkları, bilmedikleri, söylemedikleri bir şey yok. Herşeyi pek bilmiş, herşeyden pek anlar gibi konuşuyorlar ama bu laf savurganlıklarıyla sergiledikleri sadece cehaletleri oluyor. Bazen sayıklar gibi konuşuyorlar, o zaman da başka bağlantılarını, hassasiyetlerini, bilinçaltlarını ele veriyorlar.
SURİYELİLERİ NEREYE YOLLUYORSUNUZ?