DOHA
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Hayatın bizim için ne anlama gelmesi gerektiğine dair hayatıyla, mücadelesiyle, felsefesiyle, neredeyse bütün yakınlarının ölümüne karşı sergilediği duruşla, metanet ve sabırla ve nihayetinde kendi ölümüyle şehadet ederek muhteşem dersler veren çağımızın İsmail’inin dergahındayız.
Hz. İsmail kurban edileceğine dair buyruğu telakki ettiğinde babası İbrahim’e “sana emredileni yap, beni ancak sabredenlerden görürsün” diyerek teslimiyetin destanını yazmıştı. Hayatı veren Allah onu aldığında ondan çok daha değerlisini verecekti, buna yakin ile mümindi. Yaratılışın tabiatına vâkıf olanlar, Allah’ın yaratılıştaki sünnetine aşina olanlar için aslında bu o kadar da büyük bir sır değildir. Öbür türlüsü, hayatı bu dünyadan ibaret görenler için ölüm insanın bir şekilde yakalamış olduğu bu hayattan ibaret bütün nimetlerin sonudur. O yüzden zaferin şehadetlerle daha da yaklaşıyor olduğunu, toprağın şehit kanlarıyla sulanıp vatan olduğunu idrak etmeyenler ölümleri zayiat olarak görür.
İsmail Heniyye aynı kişilikte hem İbrahim’in imtihanıyla hem de İsmail’in imtihanıyla sınandı ve...