İsrail terör devleti 7 Ekim’den itibaren tarihinde biriktirdiği bütün propaganda sermayesini son kuruşuna kadar tüketmek zorunda kaldı. Aksa Tufanı İsrail’in şimdiye kadar tepe tepe kullandığı Holokost sermayesini ona en aptal ve en savurgan şekilde harcatmış oldu. Soykırım kurbanlığı tekelini elinden aldı. Şimdi İsrail soykırımın kurbanı değil bizatihi en vahşi faili olma özelliğiyle bütün dünyaya tekrar görünmüş oldu. Üstelik bu görüntü öyle propaganda illüzyonlarıyla gerçekleşen bir görüntü değil. Suçüstü, bütün dünyanın şahitliği altında, herkese görünen, görünmeden kalamayan, kendiliğinden herkesin gözüne batan gerçekliğiyle bir görüntü.
Oysa İsrail kendi mazlumluk propagandasını yapmak için, bu topraklarda tek hak sahibi, tek varis olduğunu kanıtlamak için yüzyıldır çalışıyordu. Bu toprakların kendisine Tanrı tarafından vaat edilmiş olduğu hikayesinin elbette kimseyi bağlayan, haklı görülebilecek bir tarafı yok. Belki Siyonint ve Evangelist dostları ve parayla, makamla ikna ettiği köleleri nezdinde bu asıl sebebin bir geçerliliği olabilirdi. Ama yaşadığımız dünyada iyi-kötü geçerli olan hukuk...