“İtikatta Eşari, amelde Şafii” veya “İtikatta Maturidi, amelde Hanefi” olmak insanların mezhebi mensubiyetlerini anlatan eden kalıp ifadelerdir. Bunların pratikte nasıl bir değeri olduğunu tartışmıştık daha önce. Konuya devam edecektik ki, araya terör devleti İsrail’in Gazze saldırısı, ardından başka konular girdi. Kaldığımız yerden, bize gelen bazı eleştirileri de dikkate alarak devam edelim.
Pratikte insanların Maturidi olmak ile Eşari olmak arasında nasıl bir fark olduğuna dair ciddi bir farkındalıkları olmadığını söylemiştik. Vaka da budur. Böyle olmasında bir açıdan iki mensubiyet ifadesinin her ikisinin Ehl-i Sünnet’e bağlanmış olması ve her iki mezhebe bağlı olan insanların kendi inançları veya pratikleri arasında ciddi bir fark görmüyor olması, görseler bile bunu önemsemiyor olmasının önemli bir payı var.
İkinci bir nedeni de muhtemelen bu mezheplerin kelam alanında yürüttükleri tartışmalar kitleler için gereğinden fazla entelektüel-ilmi tartışmalar olarak...