Hayat özünde bir imtihandır, imtihan ise özü itibariyle zordur, zor olmasa adı imtihan olmaz dedik. Ancak bu sözlerin kimin tarafından kime hitaben söylendiği de önemlidir. Yani kim kimi imtihan ediyor? Kim, kimin kimi imtihan ettiğini söylüyor?
Bir vaaz dinlersiniz, vaaz aslında size hitap ediyor, insanların kötülüklerinden bahsediyordur. Siz bir anda kendinizi insanlardan ayrı tutarsınız, “insanlar çok kötüymüş” diye bir sonuç çıkarırsınız, o vaaz gelip size hiç uğramadan geçip gider. Veya tam tersine gelip sizin Ego’nuzu kaşır, enaniyetinizi daha da fazla artırır, başka insanların kötülüklerine dair, dolayısıyla sizin mükemmelliğinize, masumiyetinize, haklılığınıza dair bir de dini bir referans gücü kazanırsınız.
Alın size nefsimizin bize sıkça çekebildiği bir başka numara. O vaaz sizi size anlatıyor halbuki, başkasına bakmadan önce kendinize bakmaya davet ediyor. Hani moda tabirle “farkındalık” oluşturuyor. Nefsinizi tanımanıza fırsat sağlıyor. Allah’ın inayeti olmazsa, yolunuzu aydınlatan nuru yanmazsa, nasıl zayi olabileceğinizi fark etmenizi hedefliyor. Yoksa durumunuzu, yolunuzu, tavrınızı, amellerinizi her halükarda teyit etmeyi değil.
İmam Gazzali özellikle Kur’an okurken, sağlıklı öğüt almanın yollarından biri olarak müjdeleyici ifadelerden ziyade uyarıcı ifadeleri üzerine alınmayı tavsiye eder, tam da bu nedenden dolayı. Yoksa maazallah kılavuz olarak inmiş Kitab’ı okumak bile hidayeti artırmaktan ziyade delaleti artıran bir etki yapabilir. Tabii ki bu etki bizatihi Kitab’ın kendisinden değil, onu okuma biçimindendir.
Bana en büyük düşman yine benden başkası değil. Şimdi imtihandan bahsederken, hangi imtihandan bahsediyorum? Kendi imtihanımdan mı başkalarının imtihanından mı? Bir bakıma başkalarının imtihanından bana ne? Ben başkalarına vekil miyim? Sen başkalarına vekil misin?
İmtihanı hepimizi yaratan yapıyor, tek tek, her birimizi imtihan ediyor. Her birimize ayrı ayrı sorular sorarak. Daha önce karşılaştıklarımızdan farklı şekillerde gelir imtihan. Başkalarının karşılaştığından da farklı da olabilir, çok benzer de olabilir. Ama mutlaka yolumuzu bulacağımız ilkeler net bir biçimde verilmiştir. Ve elbette bu imtihanın bir parçası tam da bu hepimize verilmiş ortak ilkeler ve Kitabın rehberliği etrafında insan olarak birbirimize karşı sergilediğimiz duruşlardır. Bu duruşlarla ya birbirimize omuz verir, yardımlaşır, birbirimizi sever yoldaş olur veya birbirimizle karşı karşıya geliriz.