Devrimlerin olağanüstü müdahalelerle, darbelerle durdurulduğu Arap-İslam dünyasında I. Dünya Savaşı sonrası oluşmuş düzen tekrar tesis edilmiş durumdadır. Bu tesisin en önemli şartı siyasal alanın tamamen kapatılmış olması, kitlelerin değişim taleplerini ifade etme imkanlarının tamamen yok edilmesidir.
Buna mukabil daha önce devrimlere götüren sosyolojik koşullar değişmiş değil, hatta daha hızlı bir gelişim içinde:
Kentleşme ciddi bir sanayileşme olmadığı halde artmakta, eğitimli veya eğitimsiz genç nüfus işsizliği daha da artmakta, internet üzerinden sosyal ağlarla dünyayla bütünleşme de paralel bir biçimde gelişmekte ve devletlerin halklarına hizmet sunma kapasitesi de paralel olarak daralmaktadır. İnsan onurunu, haklarını, refahını hiçbir şekilde öncelemeyen yönetimler halka hesap vermek mecburiyeti de hissetmiyorlar.