Kitap okuma oranlarımıza dair verdiğimiz rakamlar birilerine çok şaşırtıcı gelmiş. Türkiye’de insanların kitap okuma oranlarının Fransa, İtalya, İngiltere, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Romanya’nın ilerisinde olması birilerine nedense inandırıcı gelmemiş. Oysa daha çok insan tam da hayatın içinden gelen gözlemleriyle bu rakamların pekâlâ gördüklerini doğruladığını söylüyor.
Tabii bu rakamların yüksek olmasına şaşırmanın anlaşılır nedenleri var, onları daha önce yazımızda ifade ettik. Birçok konuda kendimize geriliği bir kader gibi veya son zamanların popüler deyimiyle “öğrenilmiş çaresizlik” üretecek şekilde benimsemiş durumdayız. Kendimize iyi şeyleri yakıştıramıyoruz. Kahır edebiyatını, söylenmelerini çok seviyoruz, ne kazanıyoruz bundan diye sorulacak olursa tabii ki hiçbir şey. Bu tür negatif söylemlerle insanlar bir kâr etmeyi ummazlar zaten. Kendine zarar veren hayatla ilgili genel bir tutum.
Oysa iddiası olan, söyleyeceği bir şey olan, yaşadığı çevreyi, dünyayı değiştirmek isteyen bunu yapabileceğine de inanır, inanması lazım. Yoksa hiçbir şeyi değiştirmeye mecali olmaz....