Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

Körfez’de kim vurdu, kim vuruldu?

Bir süredir suları ısıtılmaya çalışılan Körfez’de geçtiğimiz ay neredeyse bir patlama noktasına gelindiği havası esiyordu. Daha önce Nükleer anlaşmayı askıya almış olmakla...

15 Haziran 2019 | 1.298 okunma

Bir süredir suları ısıtılmaya çalışılan Körfez’de geçtiğimiz ay neredeyse bir patlama noktasına gelindiği havası esiyordu. Daha önce Nükleer anlaşmayı askıya almış olmakla kalmayıp İran’a gerekirse fiili saldırı gerçekleştirebileceği izlenimi de vermekte olan ABD’nin gerginliği tırmandırma politikasının sonunun nereye varacağı konusunda görünene aldanmamak gerektiği hususunda uyarılarda bulunmuştuk.

Körfez’de kazanlar her zaman kaynar ama bu kazanlarda kimin haşlanacağı önceden çok belli olmaz. Şimdiye kadar ne zaman kazan kaynadıysa hedefi önceden ilan edilenden farklı oldu. Bu sefer de farklı olacağına dair bir garanti yok.

Gerçi, ABD İran’a karşı uygulamakta olduğu yaptırımların içine ilk defa bu kadar katı bir biçimde petrolünü satmasının bütün yollarını kapatmayı koymuştu.. İran ise neredeyse tek gelir kapısının kapanması anlamına gelen bu yaptırıma karşı gerekirse Hürmüz Boğazı’ndan bütün petrol ihracatını durdurabileceğini ve buna gücü olduğunu ilan ederek meydan okumuştu. Bu açıklama gerilimi tırmandırmakta ABD’yi yalnız bırakmayan, ona da hamle fırsatı doğuran bir tepkiydi ve etkileri bütün kürede hissedilecek tehditleri ima ediyordu. Neticede dünya petrolünün neredeyse yüzde 40’ı bu Boğaz’dan geçiyor, şakası bile hoş değildi bunun.

Ancak artık kaçınılmaz hale geldiği düşünülen gerilim taraflardan mukabil hamlelerin gelmemesiyle birlikte zamanla soğumaya geçti. Araya Avrupa ve İran arasındaki diplomatik temaslarla, İran’ın ortamı yumuşatan söylemleri girdi ve bir süredir beklentiler ters yönde, yani normalleşme istikametinde tekrar gelişmeye başlanmıştı.

Bu beklentileri daha da pekiştiren bir gelişme Perşembe Günü Japonya Başbakanı Abe Şinzo’nun Tahran ziyareti ve İran’ın ruhani lideri Ali Hameney’le bir araya gelmesi oldu. Ancak tam bu anda soğuyan kazanın altına birkaç odun attıran bir gelişme yaşandı. Japonya’ya petrol taşıyan iki tanker, Hürmüz Boğazı çıkışında saldırıya uğradı. Yani Japonya Başbakanı İran manevi lideriyle uzlaştırmacı, arabulucu bir görüşme halindeyken bu saldırı gerçekleşti.

Biri Panama bandıralı Kokuka Courageous ve Marşal Adaları bandıralı Front Altair adlı iki petrol tankeri BAE ve SA’dan Singapur’a doğru yol alırken bu saldırıya maruz kalmış. Bu saldırıdan sonra petrol fiyatlarında hemen yüzde 3’lük bir artış meydana geldi. Ama görünen kadarıyla saldırıyı üstlenen yok, yani bir faili meçhul var ortada, Dolayısıyla tüm bu faili meçhullerde sorulması mukadder soru geliyor: Kimin işine yarıyor böyle bir saldırı?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sömürge kafaların Yusuf Tekin’e garezleri 20 Kasım 2024 | 468 Okunma Değerlerimiz ve biz 18 Kasım 2024 | 144 Okunma Dini, ekonomik ve siyasi değerlerimizin durumu 16 Kasım 2024 | 120 Okunma İnsanlık için basit, İİT ve Arap Ligi için dev bir adım! 13 Kasım 2024 | 324 Okunma Ziya Gökalp’in Türkçülüğü, Cumhuriyetin Türkçülüğü 11 Kasım 2024 | 632 Okunma